Doğumdan sonra bebekler çoğu zamanlarını annelerinin sesini dinleyerek geçirir ve dil ile ilgili her türlü bilgiyi kaydederler. Aslında bebekler ilk sözcüklerini söylemeden çok önce farklı istekler için farklı ağlama tonları, gülme ve agulama gibi pek çok iletişim yolunu kullanabilmektedirler. Bebeğinizle ilk iletişim onun dili anlaması veya kullanmasından çok önce başlar. Bebeğiniz, beslenme ya da alt değiştirme sırasında sesinize tekme atarak ya da agulayarak tepki verir. Olumlu duygularını size gülümseyerek olumsuzları ise ağlayarak anlatır. İlk anlamlı sözcüklerini üretirken bile karşıdaki kişinin anlaması için el işaretleriyle bunlara eşlik eder. Anne babalar ise bu tepkileri kısa sürede ç özümleyerek bunlara yanıt verir ve böylece iletişimi zenginleştirir. Dolayısıyla doğduğu andan itibaren dili edinmeye başlamaktadırlar. Doğumdaki ilk ağlama konuşmanın habercisi olarak kabul edilir. Acıktığını, uykusunun geldiğini, altını ıslattığını söylemek için ağlayarak iletişim kuracaktır. Giderek hiçbir yetişkinin bu sese kayıtsız kalamayacağını ve ağlamanın tonunu, şiddetini değiştirerek farklı şeyler elde edebileceğini öğrenir. Zamanla ağlama dışında başka sesler de çıkarabileceğini keşfeder, seslerle oynamaya başlar.
Bu ses oyunları 3 aylık olduğunda ‘agu’ gibi mırıltılar ve ses tonundaki değişikliklerle kendini gösterir. Ebeveynler bu seslere tepki verdiğinde bebekler bu tepkilerden hoşnut kalır. Araştırmalar, 1 haftalık bebeğin anne sesini diğer kadın seslerinden ayırabildiğini ve diğer seslere tercih ettiğini ortaya koymuştur. Giderek yetişkinin ses tonundaki değişikleri (kızgın neşeli ayırt etmeye başlar. Ebeveynler bebeklerini severken onlarla konuşurken farkında olmada bebeklerinin dil ve konuşma gelişimlerini desteklerler. Aslında çok çeşitli ses çıkarabilme yetisiyle doğan bebekler, giderek sadece çevresinde kullanılan sesleri taklit etmeye başlar, yetişkinlerin tepkisiz kaldığı diğer sesleri kullanmazlar. Erken çocukluk döneminde çocuğun çıkardığı mırıltılar pekiştirilmezse bebek seslerle oynamayı azaltmaktadır. Bu nedenle annenin depresyon vb. nedenlerle çocuğuyla fazla iletişim kurmaması sadece yedirme, alt alma gibi fiziksel ihtiyaçlarını karşılaması çocukta iletişim becerilerinin gelişimini geciktirir.
Agulamak, gülmek ve anlamsız sesler çıkarmak bebeklerin ilk konuşma girişimleridir. İlk yaşlarının sonlarına doğru anlamlı konuşma benzeri sesler çıkarırlar. İlk anlamlı sözcükler 12. aydan sonra üretilmeye başlar. Bu noktada bireysel farklılıklar olabilmektedir: bazı bebekler anlamlı sesler çıkarmak için sürekli çabalarken bazıları buna hazır olana kadar bekleyebilirler. 18. aydan sonra bebeklerin yeni sözcük öğrenme süreçleri oldukça hızlanır ve bir haftada bile büyük değişimler görülebilir. 18 aylık bir bebek amacına uygun hiçbir sözcük söylemiyorsa (babaya seslenmek amacıyla baba demesi gibi) konuşma gelişimi için çocuk psikiyatrisinden destek alınabilir. Kız çocuklar birkaç ay erken konuşabilir, ancak erkek çocuk babası da geç konuşmuş diye dil gelişiminde gerilik atlanmamalıdır. Dil gelişimi çocuğun bilişsel, zeka gelişimini etkiler.
0-3ay:Bebek önceleri sadece ağlayarak ses çıkarır, fakat sonra yavaş yavaş ağlamadan da sesler çıkarmaya başlar. Bebek ağlama dışı sesleri çıkarmayı öğrenirken, başkalarının konuşmasına da cevap vermeyi öğrenir. İnsanların konuşmalarına önce yüz ifadesi ve vücut hareketleriyle cevap verir. Daha sonra onunla konuşulduğunda yumuşak seslerle yanıt vermeye başlar.
3–6 ay: ‘’agulamalar’’ başlar. Yetişkinin ilgili ve sıcak ses tonuna ses çıkararak ve gülümseme ile yanıt verir. Artık değişik duygularını değişik sesler çıkararak ifade ederler. Büyüklerin çıkardığı sesleri, konuşmaları taklit etmeye çalışır.
6–9 ay: ’’bagu, baba, bada ‘’ gibi hece tekrarlarını anlamsız sesler şekilde çıkarır. Çocuk yetişkin biriyle karşılıklı sıra alabilir (hareketler ve ses çıkararak). Yüzünü görmediği halde annesinin sesini duyduğunda tepki verir. Dikkat çekmek için bağırır. Birisi istemediği bir şey yaptığında ağlayarak veya yüksek sesler çıkararak tepki verir. Tanıdık birini gördüğünde gülümser ve ses çıkarır. Taklit becerileri artmıştır.
9–11ay: Bebek artık yetişkinlerin konuşmalarındakilere benzer tonlamalar yapabilir. ‘’ba ba ba, ma ma ma’ gibi hece tekrarları yapar, jest ve mimiklerini kullanır. Hayır- yok’ denildiğinde anlar. Önce açık bir isteme biçimi ortaya çıkar. Bir şeye bakar ve sonra yetişkine bakar; işaret ile veya ses çıkararak ne gördüğü hakkında bilgi verir. Yetişkinle bir iletişime girmek için ses çıkarır, iletişimi başlatır. Özellikle ses ile birleştirilen hareketleri taklit etmekten hoşlanır. İsmine tepki verir! o yöne bakar. Otizm vb iletişim problemi olan bebeklerde bu gelişmemiştir.
12 ay: konuşma seslerini taklit eder. Baba mama gibi en az bir sözcük söyler.
12–15 ay: Bebek artık “sohbetten” zevk alıyordur. İnişli çıkışlı seslerle iletişim kurar ve konuşmayı devam ettirir. Bu aşamadan itibaren selamlaşma ve vedalaşma için tutarlı sesler ve hareketler kullanır. Kelimeleri, onlara yakın seslerle taklit eder (ör, ‘su’ için “buu” gibi). “Bu nedir?” sorusuna bir kelime veya kelimeye yakın bir sesle cevap verebilir. Ses vurguları gitgide daha olgunlaşır, gelişir.
15–18 ayı: Çocuk artık 4 – 6 kelime söyleyebilir. Bunlar genellikle isimler, karşı çıkma kelimeleri ve “merhaba”, ”bay bay” gibi sözcüklerdir. Kelimeyi söyleyemediği zaman göstermek, vermek veya el sallamak gibi hareketlere ses ekler. Sık sık duyduğu şarkıları söylemeye çalışır. Artık başarılı bir taklitçidir. Yetişkinlerin sık sık kullandıkları veya konuşmalardaki sözcükleri “yankı” gibi tekrarlarlar. Aile üyelerini tanıyıp gösterir. ‘güle güle/ al- ver’ gibi basit komutlara uyar.
18 ay-2 yaşı: Çocuk artık 25 kelime söyleyebilir. Bunlar eşya ve insan isimleri, “selam”, ”bay bay” sözcükleri, hareket belirten en az iki kelime, daha çok istemek ve reddetmek üzerine kelimeleri içerir. Kendisi kullanmasa da iki kelimeli cümleleri taklit eder. Kendisini iyi tanıyan yetişkinler için konuşması genel hatlarıyla anlaşılır düzeydedir.
2–3 yaş: Bu yaşta çocuklar daha çok kelime kazanır. 2,5 yaşında en az 50 kelime ve 3 yaşından itibaren yaklaşık 300 kelimeye sâhiptirler. Bu yaşta kelimeleri iki kelimelik cümlelerde kullanmak için bağlamayı öğrenirler. Yıl sonuna doğru birçok üç kelimelik cümle kurabilirler. Artık dilbilgisi kurallarını da öğrenmeye başlar (ör, çoğullar, zamirler gibi). Oynarken kendi kendine söylenir ve konuşması oldukça anlaşılır. Geçmişte olan olaylar hakkında konuşur, iki aşamalı basit komutları yerine getirir
3–4 yaş arası: Bu yıl ilerledikçe, çocuk 3 kelimeli cümleler daha sık kullanılır. Yakın geçmiş deneyimleri detaylı bir şekilde anlatabilir. Sorulduğunda adını ve soyadını söyleyebilir. Çevremizdeki şeylerin ne işe yaradığı ile ilgili olan sorular dahil, birçok soruyu cevaplayabilir.
5 yaş: Neden nasıl sorularına cevap verebilir. Basit bir hikayeyi anlatabilir.
Çocukla gün içinde ne kadar konuşulduğu, konuşmaların içeriği, çocuğun tv, bilgisayar gibi uyaranlara ne kadar maruz kaldığı, konuşmasını hızlandıracak tarda oyuncak, kitap gibi materyallerin olup olmadığı, çocukla ilgilenen yetişkin sayısı gibi faktörler çocuğun dil gelişimini etkiler. Kendisi ile az konuşulan anne dışında fazla insan görmeyen, tv karşısında büyüyen, fazla insan çocuk görmeyen çocuklarda dil gelişimi gecikir. Özellikle ilk 3 aştan önce çocuğun tv, bilgisayar, cep tel, Ipad zaman geçirmesi, dil gelişimini geciktirir. Piyasada bebekler için hazırlanmış pek çok tv yayını (baby tv…) DVD yayını bulunmaktadır. Her ne kadar bebeklere yönelik hazırlandığı söylense de dil gelişimini ve iletişimi olumsuz etkilediği dikkat süresini odaklanmayı olumsuz etkilediği saptanmıştır. Dil gelişimi için, sözcüklerin karşılıklı insan insana iletişim içindeyken duyması gerekir. Çocuğunuz duyduğunu tekrarlamasa bile farklı sözcükleri duydukça zihnine kaydedecektir, bu nedenle bebeğinizle konuşmanız onun çıkardığı seslere tepki vermeniz onunla oynamanız gelişimi için çok önemlidir. Çocuklarıyla sık oyun oynayan ve oynarken onlarla konuşan, çocuklarına kitap okuyan, çevrelerinde ilgilendikleri, işaretle gösterdikleri şeyler hakkında çocuklarıyla konuşan ve çocuklarıyla daha yalın ve sade bir dil kullanmayı tercih eden ebeveynlerin çocuklarının dil gelişimlerinin daha iyi durumda olduğu saptanmıştır.
Dil gelişiminde gecikme; işitme engeli, otizm, gelişim-zeka geriliği, otizm-yaygın gelişimsel bozukluk gibi nedenlere de bağlı olabilir.
Çocuğumuzda Dil Gelişiminde Sorundan Şüpheleniyorsak Ne Yapmalıyız?
Dil gelişimi sosyal iletişiminde bir sorun olup olmadığı çocuk ve ergen psikiyatristince değerlendirilip olası nedenler arasında ayırıcı tanı yapıldıktan sonra uygun eğitim ve terapiye başlanabilir. Erken müdahale çok önemlidir.
Dil Gelişimi İçin Aileler Neler Yapabilir?
Sezen Aksu’nun şarkı sözleri ergenlik dönemini ne kadar güzel anlatıyor değil mi. Küçüğüm daha çok k ...
Devamını Oku